Birbirine ne denli zıt iki kavram.
Silah ve Çocuk!
Henüz daha anne olmadan önce dikkatimi çekerdi, silahı ve çocuğu aynı tabloda tutmaktan rahatsızlık duymayan anneler. Nasıl verir şiddetin en somut şeklini körpecik bir bedenin ve zihnin eline. Nasıl olurda çocuğuna zekası, bilgisi ve donanımı ile kendini ifade etmesini saygınlık kazanmasını değil de bunun adı kendini korumak olsa bile "sadece" şiddet ile sağlayabileceğini öğretebilir diye.
Ailede başlıyor herşey, bakış açısında, geleceğe dair verilecek ruhsatların nasıl algılandığında.
Biri kalem verir evladının eline, bir diğeri silah.
Yapılan araştırmalarda esas silahlanma nedeninin, toplumda adam yerine konma ve rağbet görme isteği olduğu tespit edilmiş. Bireylerin ve ailelerin can güvenliği mazaretine sığınarak silah edinmeleri, çocuklarına silah oyuncaklar armağan etmeleri ilk bakışta (kendilerince) ne denli masumane ve sıradan gelse de ileriye dönük düşünüldüğünde hiç de masumane olmayan sonuçlar doğurabiliyor. Oyun ve oyuncak çocuğun öğrenme aracıdır. Çocukları hayata alıştıran bir araç. O sebeple söz konusu oyuncak silah olunca çok daha hassas davranmak gerek.
Bakınız Pedagog Adem Güneş çocuğun silaha olan ilgisini nasıl izah ediyor;
"Oyuncak silah ile oynamanın asıl tehlikesi, çocuğun silah taşıyan kişilerin karakterine ilgi duymasıdır. Elindeki oyuncak silah ile birilerinden kimlik, karakter kopyalaması yapan çocuk davranışlarını değiştirir ve kendine örnek aldığı kişinin davranışlarına bürünür. Çocuğun silaha ilgisi onu elinde bulunduran kahramanın 'çok kuvvetli' ve 'kudretli' bir imaj ile sunulmasından kaynaklanır. Güneş'e göre, çocukların silahla oynamayı istemesi, yaşadığı ortamda birtakım kırıklıkların ve yanlış giden bir şeylerin olduğunu gösteriyor. Hayatının belli dönemlerinde eziklik, önemsenmeme, hakaretlere uğrama gibi davranışlarla karşılaşmış çocuk, oyuncak silahı ne kadar büyük ve korkunç olursa, kendi dünyasındaki kötülere karşı o kadar güçlü olacağını düşünüyor. Oyunlardaki kötü insanları vuruyor ve öldürüyor olmanın verdiği hazzı yaşamaya çalışıyor. "
Bence burada asıl mesele anne-babanın yahut da ona rehberlik eden ebeveynin sergileyeceği duruştur. Çocuk aile içinde hakarete uğramamalı, örselenmemeli, şiddet görüp ihmal edilmemelidir.
Peki ya bu mantalite ile büyütüldü diyelim!
Bu çocuğa "Büyüyence ne olacaksın yavrum?" diye sorulduğunda ya polis olacağım diyecek ya da asker.
Olamadığını varsayalım!
Katil mi olacak, ya da terörist!
Ne olacak!
Bu mantalite ile yetiştirilen bir çocuğun geleceğinde nasıl bir çizgisi olacak?
Benim gibi düşünenlerin çoğunluk olduğunu çok iyi biliyorum, gözlemliyorum. Hatta bu konuda yutdışında ve Türkiye'de yasakların getirildiğini, önlemlerin alındığını sıklıkla duyuyorum.
Biliyor muydunuz?
*2006 yılında Kuşadası' da il sınırları içerisinde oyuncak silah satışının yasakladığını,
*2007 yılında Rize'de oyuncak silahını getiren çocuklara gelişimini destekleyici farklı oyuncakların armağan edildiğini,
*2010 yılında Balçova Belediyesi'nce "Oyuncak silahını getir, en güzel kitabı götür" kampanyası düzenlediğini,
*Venezüella'da savaş oyunları ve oyuncaklarının yasaklandığını,
*Japonya ve Güney Kore'de oyuncak silah satışının yasak olduğunu,
*Çanakkale'de ailelerin ve çocuklarının "Silah oyuncak olmaz" kampanyası başlattıklarını, yine ülkemiz sınırlarında Bodrum'da ''Silah Oyuncak, Savaş Oyun Değildir'' kampanyası başladığını,
Umarım bu liste her geçen gün biraz daha uzar.
Sözün özü şu ki;
OYUNCAK SİLAH MASUM DEĞİLDİR!
Önce buna anne-babaların inanması ve kayıtsız kalmaması gerekir. Ardından da uygulaması ve çocuğunu bu bilinçle yetiştirmesi.
Ben artık çevremde şiddete eğilimli, hırçın ve kendini silahla, sopayla ifade eden çocuklardan uzak tutuyorum evladımı. Çok açık ve net biçimde ilişki kurmasına engel oluyorum. Çocuğuma silahın ve onunla işlenecek suçların telafi edilemez sonuçlar doğuracağını anlatıyorum. Eline silah değil kalem veriyorum! Elbette ki en iyi anne olduğumu, en doğrusunu yaptığımı iddia etmiyorum ancak gözlemlediğim ve deneyimlediğim örnelerde "Çocuktur anlamaz, oyun oynuyor sadece" diyerek oyuncak seçiminde kayıtsız ve dikkatsiz davranılan çocukların ileri ki yaşlarda şiddete eğilimli birer birey olduklarını görünce savunduğum fikirleri bir kez ve bir kez daha onaylıyorum.
Bu bilinçte ve farkındalıkta olan ebeveynlerinde artmasını gönülden diliyorum.
Sizler ne düşünüyorsunuz peki?
Silahsız, şiddetten uzak, sağlıklı günler efendim.
Dilek çok faydalı bir yazı olmuş. Gerçekten silah oyuncak değildir ve silah masum değildir.
YanıtlaSilSilahın oyuncak olmaması ile ilgili kampanyaları bilmiyordum , mutlu oldum böyle güzellikleri duyunca
Bir de nasıl etkileyici bir foto, nasıl çarpıyor insanın yüzüne.
Teşekkürler paylaşım için
Çocukla Çocuk--Nasıl çarpıyor insanın suratına buz gibi değil mi :( Görünce dahi irkiliyor insan. O silahı evladımın elinde olduğunu düşününce de, evladıma doğrultulmuş düşününce de tedirgin oluyorum. Rabbim hepimizin çocuklarını kötülüklerden ve kötü zihniyetli insanlardan korusun.
YanıtlaSil