Bugün Milliyet'in Cafe ekinde Sabanur Kıraç hafta başında yaşanan gelişmelerle ilgili duygularını yazmış. Duygularını yazmış diyorum çünkü gelişmeleri televizyonda duyduğum an hissettiğim her şeyi ve düşüncelerimi kaleme almış sanki. Ve bende sizlerle paylaşmak istedim. Söylenecek çok söz olmasına karşın buradaki anlayana herşeyi anlatıyor...
"Sadece utanç Okuyorum, okuduklarıma inanamıyorum. Tüylerim diken diken. İçim titriyor. Üzgün müyüm? Hayır. Hayal kırıklığı mı? O da değil. Öfke? Şaşkınlık? Endişe? Hüzün? Hayır, hayır, hayır! Sadece utanç. Böyle bir kadına, emeklerine ve eserlerine gösterilen muameleden utanç duyuyorum. Hayatını sosyal sorumluluk projelerine adamış bir kadının adını kirletmeye çalışmak bu kadar mı kolay? Anlamıyorum." Devamını okumak isterseniz. Buyrun Lütfen.

Yeşil renkli eşek olur mu demeyin :) Mecburen oldu işte. Buraya gelmeden önce
Arkadaşlarımdan ve blog dostlarımdan gelecek yeni çalışmaları ilgi ve merakla bekliyorum. 
Atıf Yılmaz'ın "Sevgi mi-Emek mi?" sorunsalı üzerine kurduğu "Selvi Boylum Al Yazmalım" filmini Pazar günü boş kaldığım bir vakitte, siparişlerimi tamamlamaya çalışırken seyrettim. Önce şöyle göz ucuyla baktığım "Amannn yine mi bu film" dediğim film sonunda beni öyle bir ağlattı ki :(