Mimlerim, Haberlerim, Hafta Sonum

Bu blog alemi başka bir dünya. Bazen hiç yazasın gelmez, bazen de yazılacak ve paylaşılacak öyle çok haber birikir ki ne yapılacağına karar verilemez. O yüzden birikmiş bütün gelişmeleri, sonradan belki fırsat bulamam diye bugün bir çırpıda bitirevereyim.

Sonrasında, yoğun bir hafta beni bekliyor. Hadi buyrun bakalım.
İlk konumuz mimler ile ilgili. Sevgili Bahar mimlemiş beni ve dök dolabını demiş.

Anacım ben dolabımı dökeyim de zaten dökülesi bir şey yok ki. Her şey ortaya dökülmüş durumda zaten :) Bereket ki Hatun Ablamız var da... O olmasa halimiz yaman. Hatun ablamız demişken aklıma geldi, daha önce bir yazımda bahsetmiştim size yok olan ceketimizden.

Merak edenlere...

O ceket döndü bize. Küçük bir Türkiye turu yapıp döndü. Ben "İflah olmaz o ceket" diye düşünsem de, sorun yoktu. Hatta üzerindeki köpek kılları bile duruyordu :) Temizletildi ve giyilebilir durumda şu an.

Lafı çok uzattım, dönelim konumuza. Ikea 'dan bu renkli kutulardan almıştım. Hem tekerlekli hem de üstüste konulabiliyor. Çok pratik. Yünlerimi ve bilumum malzemeyi kutularımda saklıyorum. Amigurumi gözler için ise bölmeli plastik kutuları tercih ediyorum. Bunlar okulda kulüp öğrencilerim tarafından kullanıldığı için getir götür zor olmasın diye işyerimde muhafaza ediyorum.

Ya keçelerim.

Keçe kumaşlarım amigurumilerimde kullandığım en önemli aksesuar. İnci bu keçeleri oyuncakları için elbise yapmakta kullandığı için daha ziyade ortalıkta dolaşıyorlar. Lazım olunca İnci'nin oyuncak kutusundan toplanarak, can hıraş o görmeden hızlıca değerlendiriliyorlar :)

Bu mimi bitirmeden elyafımdan da bahsetmeliyim. Dağlara taşlara...Sözetmeden geçilemez bir olay. Bir çuval. Annemin tavan arasında muhafaza ediliyor. Lazım oldukça alıyorum. Eve getirilesi bir büyüklükte değil çünkü :) İkinci bir konu amigurumi alemine yeni ve de hızlı bir giriş yapmış komşu annemizden. Bütün bu oyuncakları ören, örülmesi için organizasyonu yapan Gülbahar Teyze'm fotoğraftaki. Oyuncakların tümü Kanada'ya özel bir sipariş üzerine hazırlandı.

Nasıl mı oldu?

Kanada'ya oğlunun yanına gittiğinde görüyor bu pazarı ve talebi komşu annemiz. Değerlendiriyor, hayata geçiriyor, ve bu oyuncaklarda sonuçları. Çalışmanın ve başarının yaşı yok. Alkışlamak gerek.

Bunlarda bizim hafta sonu kaçamağımızdan birkaç kare. İstanbul'da baharı karşılamak için seçilecek en doğru mekandır Çamlıca Tepesi. Biz de öyle yaptık ve baharı karşıladık.

Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle... Sağlıcakla efendim.