Kırmızı Kafa

Bulundu...

Sağolsun Hatun Abla'mız bulmuş. Dün akşam İnci'nin odasını topluyorum, Aaaaa bir baktım monitörün üzerinden bana bakıyor kırmızı kafa. Sevindik tabi. Hatunumuz olmasa yanmışız biz a dostlar.

Kırmızı kafanın gözlerinde 7 mm yeşil göz, yanaklarında ise özel kalemimizi kullandım. Saçlarını ise burada ki tekniği kullanarak ördüm. Bu saç modeli düğümleyerek saç takmaktan kesinlikle çok daha kolay örülüyor ve şık duruyor. Denemelisiniz. Bebeğimizi ise pasajımda inceleyebilirsiniz.

İncisel okul maceralarımız ne durumda peki?

Bugün dördüncü günümüzü bitireceğiz. Maşallah aksi bir durum yaşamadık henüz. İlk gün anneannesi ve babası ile gitti okuluna. Dolayısıyla kendi gözlemlerimi değil de onların gözlemlerini paylaşacağım burada.

Gitmeden önce pek bir heyecanlanmış İnci'miz. Çantası zaten bir gece önceden hazırlanmıştı. Bu hazırlık sırasında meşhur taş koleksiyonumuz bile çaktırmadan girmiş çantanın içine :) Gittiklerinde ağlayan öğrencilerden tedirgin olmuş önce ama sınıfında ki oyuncakları görünce kolayca adapte oluvermiş konuya. Öğle yemeğini bızdıklaya bızdıklaya da olsa yemiş.

Yemek konusunda benim için günün en iyi tarafı.

Tüm gün yemek saati dışında bir şey yemediği için akşam yemek yiyişini görmeliydiniz. E tabi yemek yemediğinde peşinden koşturacak bir anneanne yok okulda. Çok güzel oldu bu durum. Nasıl keyiflendim gözlerini devire devire yemekleri hüpletirken bilemezsiniz. İlk gün ebeveynler misafirdi okulda ama ikinci gün öğrenciler öğretmenleri tarafından kapıdan teslim alındı. Şu anda okulu arayıp sorduğumuzda uyumlu ve pozitif bir çocuk diyorlar ama ay sonunda gelecek raporlarda göreceğiz gelişim çizgisini :)

Ve ilk günden daha doğrusu üçüncü günden sevinçlerimiz var...

Sevgili Banu o yoğunluğunun içerisinde yetiştirdi bebeğimizi okulun ilk gününe. Mis gibi lavanta kokuları ve özel çantası içinde ulaştı elimize ama ilk günün yorgunluğu ve uykusuzluğu ile göremedi prenses bebeğini. Dün akşam nihayet kavuştular birbirlerine. Bakar mısınız mutluluğuna.

Banu'cum çok çok teşekkür ediyoruz ilgin için, emeğin için ve incelikler için ;)

Bu arada okuldan "Öğrenci Tanıma Mektubu" istediler. Amaç okulun ve öğretmenin çocuğu tanıması. Bu mektubu daha kayıt dönemi istemiş olmalarına rağmen bir türlü elim gitmemişti hazırlamaya. Düşünüyorum ne yazayım diye. Yokkkk çıkmıyor. İnsanın evladını kelimelerle anlatmaya çalışması ne zormuş. Her şey dört dörtlük ve hiç olumsuz bir durumumuz yok ya!

SANKİ :)

İşte o sebepten mütevellit yazamamıştım bir türlü. Neyse ki sonunda yazdık mektubu.

Görmelisiniz!

Dört dörtlük. Hatta benim ki dışarıdan bakılınca beş beşlik beşgen bir mektup oldu :)

Hey yarabbim. Her çocuk anne babanın gözünde on numara. Mübarek evlat kakasını yapsa alkış tutup tezahürat yapıyoruz. Gerisini siz düşünün artık. Bu konuda Aziz Nesin'in Şimdiki Çocuklar Harika ve Şimdiki Çocuklar Hâlâ Harika isimli kitaplarını mutlaka okumalısınız. Düştüğümüz, düşebileceğimiz ve hatta birebir yaşadığımız durumlar ne hoş bir dille hicvedilmiş. Okurken bolca tebessüm edilesi kitaplar her ikisi de.

Şimdilik bu kadar buralardan. Sağlıcakla.